Beni Takip Et

post image

BAHAR HAVASI ARAPLARA YARAMADI (LİBYA)

BÖLÜM 3: LİBYA

Yazı dizimizin son bölümünde ilk olarak şunu belirtmek isterim ki birçok kişiden gelen istek üzerine Suriye hakkında yazı yazacağım. Ancak yaşanan olayların halen sürmesi ve neredeyse bir dünya savaşına dönüşen bu hadiseyi ayrı bir yazı olarak kaleme almak istiyorum. Bu yazımda diktatörler içerisinde yaşam ve ideolojisi ile çok farklı olan Muammer Kaddafi ve Libya hakkındaki düşüncelerimden bahsedeceğim;

Tunus’ta gerçekleşen Yasemin Devriminin kokusu Mısırdan sonra Libya da hissedilmeye başladı. Diktatörler içerisinde en uzun süre hüküm sürmüş olan Libya’da bu senaryonun bir parçası oldu. Yazıma ilk olarak Muammer Kaddafi’nin hayatı hakkında birkaç bilgi vereyim;  

‘1942 yılında Libya’nın Sirte şehrinde dünyaya gelen Kaddafi, diğer diktatörler içerisinde belki de en tuhaf olanı sayılabilecek kişiydi. Üzerine giydiği geleneksel kıyafetleri, devlet adamlarını bile ağırladığı çadırı ve 40 Amazon kadınından oluşan özel korumaları vardı. Yine bir asker olan Kaddafi, 1969 yılında Libya Kralı İdris’i darbe ile devirerek iktidara geldi. Onun kanun olarak gördüğü ‘Yeşil Kitabı’ o günlerde çok konuşulan argümanları arasında büyük öneme sahipti. Bu kitap İslam ve Sosyalizmin birleştiği, onun için anayasa hükmünde bir değere sahipti. Birçok söyleminde dile getirdiği üzere halkını çocukları olarak isimlendirmekteydi. Ve onun için ‘çocukları yaramazlık yapmaz ise cezalandırılmayacaktı’. Muhalefet edenleri ve özgürlük isteyenleri ise ona göre hain ve nankör olarak görmekteydi.’

Libya’da petrol bulunmasından sonra bütün dengeler değişti ve kendilerine üst akıl diyenler ve batı gözünü Libya’ya dikti. Birçok Arap ülkesinde gerçekleşen olaylar aslında onlar için güzel bir bahane ve kılıf haline gelmişti. Aslında genel olarak bakıldığında belki de bu planın içerisinde yer alan bir ülkeydi. Libya’da halkın sıkıntıları ve oluşan ekonomik kaosun etkileri çok fazla hissediliyordu. 2011 yılında bir insan hakları savunucusunun tutuklanması ve halkın yaşantısına dair yaptığı konuşmalar halk tarafından ciddi bir karşılık bulmuş ve tutuklanmasının akabinde olayların başlamasına sebep oldu. Bingazi şehrinde başlayan oturma eylemleri, Kaddafi’den bu insanlara gelen sert eleştiriler ile sert bir tavra dönüşmeye başladı. Kaddafi’nin bu eylemcilerin hain ve El-Kaide tarafından desteklenmekte olduğunu iddiası halkın sinirlerini iyice gerdi ve olaylar büyümeye başladı. Eylemcilere yapılan baskılar çatışma halini aldı. Aynı zamanda Kaddafi yanlılarının Trablus sokaklarına dökülmesi ile iki taraf arasında çatışmalar başladı. Yeşil Meydan, Kaddafi’nin kalesi olarak onun taraftarları tarafından doldu. Diğer şehirlerde de sesler yükselmeye başladı. Ve başta birçok petrol rafinerisi olmak üzere şehir şehir muhalifler tarafından ele geçirildi. Bir iç çatışma başlamış, ancak Kaddafi hiç beklenmeyen bir tavır ile silah depolarını açarak ‘Onlar ile sokak sokak, cadde cadde, tek tek savaşacağız.’ Sözü ile karşı bir cephe oluşturdu. Dünya kamuoyu gözünü Libya’ya dikmiş ve Birleşmiş Milletler ise sürekli uyarılar yapıyordu. Trablus yakınındaki en büyük rafineri olan Braga şehrinin muhalifler tarafından ele geçirilmesi, Libya’yı ikiye bölmüş ve savaş büyümüştü. Braga şehrinde muhalifleri sıkıştıran Kaddafi hiçbir taviz vermeden bu şehri bombalıyordu. Duruma müdahale için ise Fransa öncülüğünde Nato güçleri müdahale başlattı. İki taraf arasında sıkışan halk ise her gün daha fazla kayıp veriyordu. Nato güçlerinin yaptığı hava harekatı ile Kaddafi’nin sarayı vurulmuş ve ailesinin bir kısmı orada ölmüştü. Bunlar içerisinde veliahtı sayılan oğlu da bulunmaktaydı. Enkazlar arasında bulunamayan Kaddafi’nin kaçtığı anlaşıldı. Bir istihbarat görevlisi tarafından tespit edildi ve doğduğu şehir olan Sirte şehrinde bir kanalizasyon kanalında yakalandı. Evlatlarım dediği halkı tarafından linç edilerek öldürüldü. 42 yıllık diktatörlüğü sonunda Kaddafi devrildi. Ancak Libya ikiye bölündü ve hala iç savaş devam etmekte. İki hükümet kuruldu ancak halkın arasında birçok silahlı grup ile istikrar hala sağlanamadı. İleride birçok farklı konu ile muhtemelen gündeme gelmeye devam edecek.

Yazı dizimizin sonunda birçok kez dile getirdiğimiz üzere ‘Arap Baharı’ adındaki bu senaryo sonunda birçok ülke yerle bir oldu. Sayısız ölüm ve yıkım geriye kaldı. Peki aslında o ülkelerin başlarına getirdikleri bu diktatörleri, planları bitince Özgürlük, Adalet ve Eşitlik sloganları ile gönderdiler. Peki bu ülkeler ne kadar özgürleşti? Ne kadar refah buldu? Yerlerine getirdikleri yüzünden nasıl bir yaşam sürmekteler? Peki şimdi kim kazandı? O silahları satanlar, o belaları bu halkların başlarına açanlar ve yeni planları neler?

Bu yazı dizisini hem günümüzdeki olayları daha iyi anlayabilmek ve dünyada kurulmak istenen bu acımasız düzenin neler yaptığını gösterebilmek ve bu sorulara kendi vicdanımız ile daha kolay cevap bulabilmemiz için bir vesile olması dileğiyle!

GİRİŞ

Bölüm 1: Irak

Bölüm 2: Mısır-Tunushttps://www.huseyinaltunkaynak.com/bahar-havasi-araplara-yaramadi-misir-tunus/

1 Yorum

Yorum Yapın

Back to top