Beni Takip Et

post image

ALLAH’IN CEZALARI

Geçmişten günümüze insanlık tarihi boyunca birçok uygarlık ve medeniyet kurulmuştur. Bunlardan bazıları ya yok olmuş yada başka uygarlıklara karışıp asimile olarak aslını kaybetmiştir. Kimileri de efsane veya birer teori olarak varlıklarının ispatlanıp gün yüzüne çıkarılacağı günü beklemekteler. Kim bilir belki de sadece birilerinin hayal ürününden başka bir şeyde olmayabilir. Bende bu fikirden yola çıkarak geçmişten günümüze birçok tarihi ve dini kaynaklarda yer edilen bazı olayların nedenleri, sonuçları ve en önemlisi de bu olayların günümüz dünyasındaki karşılıkları hakkında farklı bir açıdan bakmaya çalıştım. Genel itibariyle dini metinler üzerinden bizlere kadar ulaşan birçok mucizevi olay bulunmaktadır. Ancak ben bu olaylar içerisinden en ürpertici ve korkunç denilen yok oluş veya helak olan kavimler, şehirler ve uluslar üzerinden bakmak istedim. Onların bu olayları yaşamalarına sebep olan etkenler nelerdi? Bizlerin günümüz dünyasındaki yaşantımız ile o hikayelere konu olan insanlarla ne gibi benzerliklere sahibiz ve bizim akıbetimiz de onlar gibi olabilir mi? Soruları üzerinden yola çıkarak başlayayım.

“Yazımın asıl konusuna başlamadan önce şunu belirteyim ki bahsetmiş olduğumuz bu konuların varlığının ispatı ile değil, bize kadar anlatılagelen bu hadiselerin sonlarının ortak özellikleri ve günümüz dünyasında ki karşılığı üzerine şekillenecektir.”

Dünya’nın yaradılışı ve kıyamet ile son bulacak bu zaman zarfı içerisinde imtihan halinde olan bütün varlıkların amacının ne olması gerektiği kendi zaman dilimlerinde ki uyarıcılar tarafından bildirilmiş ve öğretilmiştir.

Bize kadar ulaşan varlıkları ispatlanmış veya bir hikâye olarak kalan birçok kavimden ve uygarlıktan bahsedilmektedir. Nitekim sonunda yok olan bu kavimlerin genel yok oluş sebepleri birbiri ile örtüşmektedir. Her şeyin zıttı ile kaim olduğu bu dünyada bir inancın çökmesi yine aynı inancın saptırılıp yok edilmesi ile olmuştur. İslam’a göre de dinin veya inancın başından beri tek ve aynı olması görüşü de ileride üzerinde durulabilecek bir husustur. Nitekim baktığımız bu açıdan bile kafasında birçok soru ortaya çıkacaktır. Şimdi bu bilgiler ve bazı olaylar ile ilgili örnekler üzerinden bakalım. İlk olarak bilinen ve varlığı hakkında birçok teori ve iddia ortaya atılan ileri düzey Mu kıtası veya Atlantis gibi uygarlıkların hikâyelerini hepimiz duymuşuzdur. Ancak refah içerisinde ve günümüzden kat kat ileride bir güce ve bilgiye sahip bu uygarlıkların sonu bu bilgiler ışığında anlatılır. Yok oluş hikayeleri ise doyumsuzluk, kibir, şirk ve birbirilerine düşme olarak anlatıla geldi. Yine Kuran’da birçok surede yer alan Hz. Nuh ve Tufan kıssası, kavminin sapkınlık ve şirk koşması neticesinde aynı Atlantis gibi sular altında kalarak helak edilmiştir. Bir diğer Kur’an kıssası olan Ad ve Semud kavimleri ayni nedenlerden helak edilmiştir. Tanrı’nın isteği üzerine uyarıcıları tarafından koyulan yasakları çiğneyen Hz. Lut’un kavminin şirk ve eş cinsellikleri yüzünden helak olması gibi. Yada koyulan kurallara itaat etmemenin sonucunda gerçekleşen Hz. Salih’in devesi olayı da bu konuya verilebilecek güzel örneklerdir. Tabi ki insanın fıtratı ile ilgili birçok konunun da detaylı olarak incelenmesi ve bu konular ile ilgili bağlantısı anlaşılmalı. Bu örnekler ile ortaya çıkmaktadır ki İnsanoğlu Tanrılık iddiası, putperestlik ve şirk, Tamah ve aç gözlülük, İtaatsizlik veya Bidat gibi birçok şekilde bu hadiselere sebebiyet verdiler. Sonuçları ve hikayeleri de bizlere kadar ulaşmıştı. Aslında özünde ‘Dine Karşı Din’ yatmaktadır ki tüm peygamberlerin kıssalarında da bu sonuca varmak mümkün. Burada dikkat edilmesi gereken husus bunun sadece semavi dinler veya onların kitaplarında değil yada sadece bu kavimlerden bahsetmiyorum. Yani Firavunun kendi heykellerini yaptırması ve bunlara tapınılması ile Yunanların Zeus tapınağı ve heykelleri arasında bir fark yoktur. Bütün semavi ve pagan dinlerinde aynı hikaye ve olaylar mevcuttur. Bu “Dine Karşı Din” tehdidinin ehemmiyetinin farkına varmamız gerektiği sonucunu ortaya koyuyor. Bu mevzu üzerinde dikkatle düşünülmesi gereken bir konu olarak düşünmekteyim.

Nitekim günümüze gelecek olursak artık dünyamızda alenen görülen olaylar şunu apaçık ortaya çıkarmaktadır ki; artık mevzu bir dini yok etmek değildir. Nitekim İblis tarafından başlatılan bu plan, dinin yok olamayacağını çok iyi bilmekte ve yok etme amacı değil var olan dine yine kendi argümanları ile alternatif üretme amacı ile hareket etmekte olduğunu görüyoruz.

Geçtiğimiz günlerde dünyanın büyük bölümünü oluşturan Hristiyanlık inanışındaki Hz. İsa’nın aslında Mısır tanrılarından olan Horus’un hikâyesi ile oluşturulduğu iddia edilmişti. Yine Kuran’da Hz. İbrahim’in putları kırması ve kendisinin semavi dinlerin atası olması, cahiliye dönemi Mekke’de insanların onun soyundan geldiğini iddia etmelerine rağmen yüzlerce puta tapmaları da bizim için bir örnektir. Ancak ne kadar değişmiş olursa olsun asıl mevzu artık hepsinin tehlikede olduğu bir sürecin başlamış olması. Ne kadar dinin özünün baki ve ebedi olduğunu bilsek de bizlerin İnsanlar olarak dikkatli olmamız gerekmekte.

Yazımızın son bölümünde yukarıda bahsettiğim hikâyeleri de anlatma sebebim tam olarak, günümüz dünyasında artık dinin karşısında dinsizliğin yer almış olması. Bunun hızla arttığı hepimizin bildiği gerçeklerdendir. Birçok ülkede resmi dini ne olursa olsun hiçbir dine mensup olmayan insanların sayısı günden güne artmakta. Bunun nedenleri tabi ki dinlerin içleri boşaltılarak ve alternatifler üretilerek başladı. Ancak aşikar olan bugünkü durumudur. Günümüz dünyasında aynı şekilde gördüğümüz sadece argümanların farklı olması da bildiğimiz gerçeklerdir. Putlaştırılan insanlar, para ve aç gözlülük, eş cinsellik gibi aynı argümanlarda halen fenomenliğini korumakta. O zaman gerçekten düşünmemiz gerekmez mi?

  Bugün dünyanın refah seviyesinin en yüksek olduğu ülkelerin bu konudaki en fazla kitlelere sahip olması manidar ve incelenmesi gereken bir durumdur. Bu durum her zaman diliminde ve tarihte meydana geldi. Asıl olan ise bizlerin bu olayların ne kadar bilincinde olduğumuz! Nitekim sonuçta bunlar ve getirdikleri ile yüzleşecek olanlar yine bizleriz!

1 Yorum

Yorum Yapın

Back to top